KAZDAĞLARI’NIN ÇİLESİ BİTMEK BİLMİYOR
2 min read
Türkiye’nin oksijen deposu, doğal güzelliklerin ve mitolojik efsanelerin yuvası Kazdağları, maden ocaklarının yarattığı tahribatın ardından şimdi de betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya. Edremit Körfezi’nin en değerli köşesi olan Kazdağları’nın eteklerindeki köyler, bahçeli, cumbalı ve özgün mimariye sahip iki katlı köy evleriyle ünlüydü. Ancak sahil bölgelerinde yapılaşacak alanların tükenmesiyle birlikte rantın yeni adresi köylere yöneldi.
Artık Kazdağları’nın köylerinde de betonlaşma ivme kazandı ve geleneksel doku yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Köylerin karakterini bozan yüksek katlı ve mimari uyumdan yoksun yapılar, doğanın kalbinde yükseliyor. Özellikle Avcılar Köyü’nde inşa edilen devasa yapı, bölgenin kırılgan ekosistemine ve yerel mimari dokusuna büyük bir tehdit olarak görülüyor.
Doğal güzellikleriyle adeta bir tabloyu andıran köylerin Yeşilyurt gibi korunarak turizmle bütünleştirilmesi gerektiği savunuluyor. Ancak bu mümkün olmasa bile, en azından beton yığınına dönüşmemesi için 2 kattan fazla yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Kazdağları’nın köylerinin benzersiz havasını ve ruhunu korumak için zaman daralırken, yerel halk ve çevre aktivistleri yetkililere çağrıda bulunuyor: “Körfezi kaybettik, ama köyler için hâlâ geç değil!”
Kazdağları’nın eşsiz ekosistemini korumak için Edremit Belediyesi ve ilgili kurumların acilen harekete geçmesi gerekiyor. Doğa severler, bölgenin beton yığınlarına teslim edilmemesi için düzenlemeler yapılmasını ve köylerin özgün mimari yapısının korunmasını talep ediyor. Çünkü Kazdağları yalnızca bir coğrafya değil, geleceğe bırakılması gereken bir miras.
About The Author
