MARMARA’NIN KABUSU GERİ DÖNDÜ
3 min read
Marmara Denizi’nde yeniden görülmeye başlayan müsilaj (deniz salyası), Tekirdağ’daki balıkçıların ağlarına yapışıp, zarar vermeye başladı. Ayrıca Bursa Gemlik’te müsilajın deniz yüzeyini kapladığı görüldü. Harekete geçen çevreciler, gereken tedbirlerin alınması için change.org sitesinde imza kampanyası başlattı.
Marmara Denizi’nde oluşan yoğun deniz salyası, tüm Marmara Denizi körfezlerini ve kıyılarını etkiliyor, toplu balık ölümlerine sebep oluyor. Çevresinde 25 milyon nüfusun yaşadığı Marmara Denizi’ne belediyeler ve fabrikalar tarafından atıklar boşaltılıyor.
Yaşanan bu durum uzmanları ve çevrecileri endişelendiriyor. Küresel iklim değişimi nedeniyle Marmara Denizi’nin diğer denizlere göre daha çok ısındığını, serbestçe bırakılan bu kimyasal ve kanalizasyon atıklarıyla beraber, kirlilik seviyesinde kritik seviyeye gelindiğini hatırlatan konunun uzmanları,”Hamsi, gümüş gibi küçük balıklar artık Marmara’da yaşayamayacak duruma geldi ve bitmek üzere. Oluşan salya, yüzeyden dibe inip dipteki Vatoz ve diğer dip balıklarını öldürüyor. Marmara Denizi’nde büyük bir istihdam alanı olan balıkçılık zor durumda. Balıkçılıkta çalışanların geçimleri zora girdi. Bu alanda çalışan işveren ve çalışanlara destek paketleri ve yardım yapılmalıdır.
Kurumlar tarafından acil eylem planı oluşturulmazsa Marmara Denizi ölecek ve denizde hayat kalmayacak. Turizm ve balıkçılık sektörleri bu durumdan gelecekte uzun vadede etkilenecekler. İnsanlar gelecekte kirlilikten denize giremeyecekler. Bakteri ve virüs kaynaklı insanlara bulaşıcı hastalık riskleri doğacak. Marmara Denizi’ne sahip çıkmalı Marmara Denizi’nin sesi olmalıyız. Marmara Denizi hepimizin ve sahip çıkmalıyız. Kurumları göreve davet ediyoruz” diyerek endişelerini dile getiriyor.
“CAYDIRICI CEZALAR VERİLMELİ”
Marmara’daki müsilej konusuna dikkat çekmek ve duyarlılık yaratmak için en çok çalışan isimlerden biri olan İstanbul Çevre Konseyi Onursal Başkanı ve cevrecihaber.com Başdanışmanı Zafer Murat Çetintaş da müsilaj tehdidi konusunda şunları söyledi:
” Müsilajın sebebi, Marmara’nın bağrına hançer gibi saplanan fabrikaların kimyasal atıkları, arıtılmadan denize salınan kanalizasyon suları ve hesapsızca yapılaşan kıyılardır. Hepsi aynı suçun ortakları. Müsilaj, bu suçların sonucudur. Denizlerimizi bir çöplük gibi kullanmaya devam ettiğimiz sürece, bu kirli yüzleşmelerden kaçamayacağız.Müsilaj, yalnızca deniz canlılarını öldürmüyor; geleceğimizi de çalıyor. Balıklar kitlesel şekilde ölürken, denizin ekosistemi çöküyor. Çocuklarımızın sofralarına koyduğumuz balıkların güvenilir olup olmadığını sorgular hale geldik. Daha kötüsü, denize girmenin bile tehlikeli olduğu bir döneme girdik. İshal, kusma, cilt problemleri.
Bugün Marmara’da gördüğümüz köpük, yarın başka bir bölgede karşımıza çıkacak. Çünkü mesele, yalnızca Marmara’nın değil, tüm denizlerimizin sorunu. Bugün Marmara’yı öldürüyorsak, yarın Karadeniz, Ege, Akdeniz sıraya girecek. Denizlerin ölümüne seyirci kalmak, kendi sonumuzu hazırlamaktır. Denetimlerin artırılması, kirliliğe neden olan işletmelere caydırıcı cezalar verilmesi ve arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması şart. Ama daha da önemlisi, bu sorunu yalnızca devletin değil, bireylerin de sahiplenmesi gerekiyor. Denizlerimize sahip çıkmak, yaşama sahip çıkmaktır. Her atılan çöp, her bilinçsiz davranış bu çarkın bir parçası oluyor.”