SAZLIDERE’DEKİ YAPILAŞMAYA KARŞI İMZA KAMPANYASI
3 min read
İstanbul’un kuzeyinde yer alan Sazlıdere Barajı’nın yapılaşmaya açılmasına karşı bir grup ekoloji savunucusu kadın, Change.org üzerinden imza kampanyası başlattı. Kampanya metninde, 2022 yılında alınan ve kamuoyuna duyurulmayan bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla barajın içme suyu havzası statüsünün kaldırıldığı belirtiliyor.
Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmadığı ve bilimsel gerekçesinin kamuoyuyla paylaşılmadığı da vurgulanan metinde, Kanal İstanbul projesi kapsamında planlanan yapılaşmalara itiraz edildi ve suyun temel bir yaşam hakkı olduğu hatırlatıldı.
İmza kampanyasının metninde şu ifadelere yer verildi:
“Sazlıdere sadece bir baraj meselesi değil; iklim kriziyle derinleşen susuzluk riski, gıda güvencesizliği ve ekolojik yıkımın da kapımıza dayanmasıdır. Üstelik bu sürecin işletilme biçimi, yalnızca doğayı değil; demokrasiyi, insan haklarını ve halk iradesini de tehdit ediyor. Çünkü su yalnızca bir kaynak, rant değil temel bir yaşam hakkıdır .Ve bu hak gasp edilemez! Aksine, herkes için her şekilde erişilebilir olması için çalışılmalıdır.
Kanal İstanbul Meşru Değildir!
Sazlıdere’yi tehdit eden yapılaşma, İstanbulluların büyük çoğunluğunun karşı çıktığı Kanal İstanbul projesi kapsamında hayata geçirilmek istenmektedir. Bu proje, hukuken iptal edilmiş imar planlarına, kamuoyu yoklamalarına, bilim insanlarının uyarılarına, yerel yönetimlerin itirazlarına rağmen İstanbullulara dayatılmaktadır. İstanbul halkı bu projeyi istememektedir. Bu nedenle Kanal İstanbul da onun etrafında geliştirilen yapılaşma planları da meşru değildir.
İnsan Hakkı Olarak Su ve Yaşam:
- Suya erişim, temel bir insan hakkıdır.
- İklim krizinin derinleştiği bir çağda, bir içme suyu barajının devre dışı bırakılması; su kıtlığı, gıda güvencesizliği ve sosyal eşitsizliklerin artışı demektir.
- Baraj havzasında planlanan yapılaşma, Anayasa’nın 56. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na, 2560 sayılı İSKİ Kanununa, 3194 sayılı İmar Kanunu’na ve daha birçok yasal düzenlemeye açıkça aykırıdır.
- İstanbul’un suyunu tüketip başka havzalardan İstanbul’a su sağlamaya çalışmak, ekosistem öncelikli bir yaklaşım olmadığı gibi kamuyu maddi zarara uğratmaktadır.
Demokrasi Doğayı da Kapsar: Gerçek Kamu Yararı Nedir?
Gerçek kamu yararı, bilimsel verilerle desteklenen, halkın katılımına açık, doğayla uyumlu kararlara verilen addır. Gerçek kamu yararı, ortak yaşam alanlarımızın – suyun, toprağın, ormanların – korunmasıdır. Gerçek kamu yararı, halkın iradesine kulak vermek, demokrasiyi işletmektir.
Bizler aşağıdaki taleplerimizin derhal yerine getirilmesini istiyoruz:
1. Sazlıdere Barajı’nın içme suyu statüsünün korunarak havza sınırlarının güvence altına alınması ve yapılaşmaya açılmaması.
2. Kanal İstanbul ve Yenişehir adıyla planlanan tüm yapılaşma projelerinin iptal edilmesi.
3. Sazlıdere ve Terkos Gölü için su, gıda ve iklim güvenliğini önceleyen, halkın katılımına açık bir koruma planının hazırlanması.
4. Demokratik katılım hakkımıza saygı gösterilmesi ve doğa hakkı, su hakkı gibi temel haklarımızın güvence altına alınması.
Yetkililere Sesleniyoruz:
Doğaya karşı değil, doğayla birlikte yaşayan kentler istiyoruz. Halkın iradesi yok sayılarak alınan hiçbir kararı kabul etmiyoruz. Biz, Marmara bölgesinin Değişim Elçisi kadınları olarak, doğayı, yaşamı ve demokrasiyi birlikte savunmak için bu kampanyayı başlatıyoruz.”
İmza kampanyasına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: